Ölenlerin külleri ay modülüyle aya taşınacak…
Bilim kurgu büyük Arthur C. Clarke ve diğer ünlü şahsiyetlerin kalıntıları sonsuza kadar ayın yüzeyinde kalacak. Yani şirketin yeni trendin gerçekliğiyle baş etmekten başka seçeneği kalmayacak.
Aya kül göndermek
Amerikan şirketi Astrobotic’in bir projesi olan Peregrine Lander, benzeri görülmemiş bir hizmet sözü verdi. DHL ile ortaklaşa olarak, halka nispeten mütevazı bir ücret karşılığında aya küçük “gösteriş kutuları” gönderme fırsatı sunarak, uzaya gönderilebilecek şeylerin kapsamını bilimsel araçların ötesinde genişletti.
Birinin küllerini veya hatıralarını aya fırlatma fikri büyük bir onur veya macera gibi görünse de, gök cisimlerinin kutsallığı ve uzayı ticarileştirme etiği hakkında derin soruları gündeme getiriyor. Yakıt sorunları nedeniyle proje henüz hayata geçirilemedi.
Sonsuzluğun bedeli
Bağlam göz önüne alındığında, uzaya kül göndermenin maliyeti astronomik değil. Celestis ve Elysium Space gibi şirketler, uzaya artan erişilebilirliğin bir kanıtı olarak, Dünya’ya yörünge altı ve yörüngesel kül dağıtım hizmetleri için binlerce dolar teklif ediyor. Ay’da cenaze töreni daha pahalı, yaklaşık 13.000 dolara mal oluyor, bu da onu bir lüks haline getiriyor ama aynı zamanda yıldızların büyüsüne kapılanlar için olası bir son dinlenme yeri.
Yasal ve etik sorunlar
Navajo Ulusunun fırlatmanın durdurulması talebini de içeren Peregrine yükü tartışması, uzay araştırmalarının kültürel, etik ve yasal yönlerinin karmaşık etkileşimini vurguluyor. Diğer pek çok gök cismi gibi ayın da çeşitli kültürler için manevi önemi vardır ve bu durum onun bir mezarlık alanı olarak kullanılması konusunda ahlaki bir ikilem ortaya çıkarmaktadır.
Üstelik ticari hırslar ile uluslararası uzay hukuku arasındaki uçurum da açılıyor. Dış Uzay Anlaşması ve Artemis Anlaşması uzay faaliyetlerine temel oluştursa da, öncelikle özel kuruluşların değil, devletlerin faaliyetlerini ilgilendiriyor. Bu durum, aydaki cenaze törenleri de dahil olmak üzere, devletlerin ve uluslararası kuruluşların gezinmesi gereken uzayın ticarileştirilmesi konusunda gri bir alan bırakıyor.
Kozmik yasalar
Uydu fırlatmalarından asteroit madenciliğine kadar uzaya yönelik ticari ilgiler artmaya devam ederken, net düzenlemelere duyulan ihtiyaç hiç bu kadar belirgin olmamıştı. Endonezya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler, başkalarına model teşkil edebilecek ve ticari faaliyetlerin ulusal çıkarlarla veya uluslararası anlaşmalarla çelişmemesini sağlayacak uzay yasalarının taslaklarını hazırlamaya başladı. Buradaki zorluk, yenilik ve keşif arayışı ile ortak bir insanlık mirası olarak uzayın korunması arasında bir denge bulmaktır.
Uzay mirasımız üzerine düşünceler
Ay’daki cenaze törenleri hakkındaki tartışma, insanlığın uzaydaki ayak izi hakkındaki daha geniş tartışmanın altını çiziyor. Yalnızca bilimsel araçları değil, aynı zamanda kişisel ve ticari yükleri de arkamızda bırakarak yolumuza devam ederken, Ay’a ve ötesine nasıl bir miras bırakmak istediğimizi düşünmeliyiz.
Cennetsel arzularımızın sınırının nerede olduğu sorusu sadece bir siyaset meselesi değil aynı zamanda tür olarak değerlerimizin bir yansımasıdır. Potansiyel olarak diğer dünyaları kolonileştirmenin eşiğindeyken, durup eylemlerimizin sonuçlarını düşünmek ve evrenin tüm insanlık için bir merak ve keşif alanı olarak kalmasını sağlamak zorunludur.